'Her genç kızın hayalidir evlenmek' diye bir gerçek var. O
beyaz gelinlik giyilsin, masallardaki kadar yakışıklı adama evet densin, hayatının
en mutlu günü yaşansın falan... O masallarda hiç düğünleri anlatmadıklarından
olsa gerek, genelde düğünler insana hayatının en mutlu gününü yaşatan cinsten
değil. Ruhen yaşıyorsun belki, ama görüntüde en az Ajdar şarkıları kadar
felaket! Valla açık olmak gerekirse, ben hayatımın en mutlu gününde "Demet
Akalın-Evli Mutlu Çocuklu" ile dans eden bir yığın insanın arasında koca
gelinlikle salınmak istemem.
Bugüne kadar bir sürü düğüne gittim. Ama isteyerek, ama aile
zoruyla... Maşallah hepsi fabrikadan çıkmış elektronik cihazlar gibi aynı.
Sanki hepsini aynı 'wedding planner'a yaptırmışlar. Kişinin maddi durumuna göre
seçilmiş lükslükte bir mekan, sadece 1 düğün giyilmek üzere; yüzlerce lira
bayılınmış abiye elbiseler (açıkçası aldığı 1 kıyafeti her düğün giyen insan da
benim gözümde 'ucuz' değil de, zeki oluyor.), ya kravat ya da papyon takmış;
birbirinin aynı siyah takımları giymiş erkekler, klasik ordövr tabağı, tavuk,
püre ve sınırsız içki...
Açıkçası başta sorun yok, gelinle damadın salona girdiği
kısım falan baya duygusal, nikah kısmı nikah memuruna göre komik bile oluyor
bazen, hoşuma gidiyor öyle. Aptal bir sırıtma ile izliyorum her şeyi. İlk dans
yapılıyor falan. O kısımda da nedense çok kastırıyorlar gelinle damada. Belli
çalışmışlar ama sanki hareketleri sayarak falan yapıyorlar, o kadar otomatik
görünüyor ki! Rahat bırakın çocukları canım, istedikleri gibi dans
etsinler...(Hep kadınların başının altından çıkar ya böyle şeyler 'Dans dersi
alalım hayatım, bıdı bıdı bıdı' falan diye.)
Her şey o andan sonra başlıyor ya işte! İlk dans bitiyor ve
hooop Serdar'dan "Şeytan diyor kiii yanaşşşşşşşŞunaaaaa" başlıyor.
Sonra yok Demet Akalın yok bilmem kim, bir sürü abuk subuk Türkçe pop şarkıları
çalıyor. Ben dinlemek zorunda mıyım bunları? Hadi bir de ben gencim, orada
7'den 70'e insanlar var. Düğünler zaten yaşlıları(büyükleri) çağırmak için
yapılıyor. 80 yaşındaki İsmail Amca'ya dinlettiğiniz şarkılara bakın yani.
Bilimum iç kıyıcı poplar bittikten sonra Edirne'den
Ardahan'a bütün yörelerin türküleri çalınıyor bir de. Tamam Türküz, olacak o
kadar ama yani! Dans pisti, dans pisti olmaktan çıkıyor Halk Eğitim Merkezi
'halk oyunları kursu'na dönüyor resmen. O kadar giyinmiş süslenmiş insanlar ter
içinde kalıyor sonra, ortaya daha ilginç şeyler çıkıyor bu yüzden.
Peki o fotoğrafçılara ne demeli? Resmen para tuzağı ya!
Annem bayılıyor o fotoğrafları almaya. Bugüne kadar aldığım tüm düğün
fotoğraflarımı yan yana koysam hepsi aynı. 15-20 lira para alıyorlar bir de
fotoğraf başına. Yazık günah ben o parayla 10 defa Söğütlüçeşme'den Avcılara
giderim.