yalnızlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yalnızlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Aralık 2011

Kız Gibi Olamamak

Çok fazla aşk romanı okumamdan şikayet eden o kadar insan var ki etrafımda! Özellikle annem. Ama ben romantik komedi okumazsam, izlemezsem cidden kendimi iyice erkek gibi hissetmeye başlıyorum. Giyimim öyle, tavırlarım öyle. Hele hele konuşurken “abi ya” “oğlum hadi be” gibi sözler kullanmam, benim kişilik yapımdaki ciddi bir sorun haline geldi. FPS oyunların bağımlısıyım, Gözde ve Sercan sağ olsun bu sene futbola olan ilgim tavan yaptı. Yemek konusuna hiç girmeyelim. “Kız gibi nazik yemek yeme” durumu bende hiç yok çünkü.  Böyle kaşığı alırım, Kuzey Güney’deki Kıvanç Tatlıtuğ gibi tutup yerim yemeği. İnşaat mühendisliği, uçak mühendisliği gibi mesleklere yönelme de var. Yani bilmiyorum işte, bunun sonu hiç iyi değil. Küçükken erkek arkadaşlarım daha fazlaydı, beraber aksiyon, savaş filmlerine falan giderdik. Erkek gibi giyinme o zaman daha fazlaydı bir de. Allah'tan makyaj merakı vardı bende oldum olası, biraz kız gibi görünebiliyordum. Şimdi makyaj merakı gidiyor ama kıyafette biraz bir düzelme var. Tabii o da biraz ne yazık ki.

Aslında böyle olsun istemiyorum. Sırf bu durum yüzünden, şimdi erkeklerle olan iletişimimde kısa devre oluyor. Sonra ben o teknik arızayı gidermeye çalışırken bi bakıyorum hooop çocuk benle “arkadaş” oluvermiş bile. Hadi senle Guitar Hero’ya gidelim, yok şunu yapalım bunu yapalım Jason Statham’ın yeni filmi gelmiş ona gidelim. Ben de uzaktan baktığımla kalıyorum. Kendimi dışarıdan inceliyorum. “Oğlum ben çocuğun yerinde olsam, ben de kendimle hayatta çıkmazdım. Gay gibi hissetmeme sebep olurdu” (Oraya dikkat! Kendime bile “oğlum” diye hitap ediyorum) diyorum içimden.

Sonra da çocuk başkası ile çıkınca kıza bakıyorum, zaten taş gibi bir vücutla hayata benden 1-0 önde başlamış, Allah bilir vıcık vıcık kız tavırları da vardır, çocuğun aklını çelmiştir diyorum. Aslında başkasına kızmaya hiç gerek yok. Sorun bende! Her seferinde kendime söz veriyorum, bu sefer gözlerimi kaçırmayacağım, azıcık işve cilve yapacağım diye, sonra yok! Kabuğuma çekiliyorum gene. Hâlbuki çevremden azıcık ders alsam, böyle gözlerimi yavru kedi gibi açıp “N’olur beni sev, benimle ilgilen” bakışı atsam, “Biliyor musun, çok hoş çocuksun” falan desem yavşakça ağzımı gere gere, tamam yani oldu bu iş!

Bir keresinde bir çocuğu tavlayacağım diye bir kızla yarışmıştım. Hatta 2 keresinde de diyebiliriz. Sonuç her seferinde belli! Game Over! You lost! İki kız da çocuklarla sevgili oldular, ben gene yolunmuş g*t kılı gibi ortada kaldım. Sonra bunlar çıktılar falan filan, anlaşamadıklarından tez zamanda ayrıldılar. Hayır, işte anlamıyorum yani benle çıksaydın, belki ayrılmayacaktın, hayatının en güzel zamanlarını yaşayacaktın, belki çok eğlenceli biriyim, güzel espriler yapıyorum, muhabbet edecek güzel konularım oluyor. Ne de olsa erkek ıvır zıvırlarından anlıyorum. Geniş bir genel kültürüm var erkek ilgi alanları konusunda.

Düşük bi ihtimal de olsa belki o ateş parçasından daha iyi öpüşüyorum, sırnaşıyorum, oynaşıyorum falan? Mükemmel vücuda sahip olmayabilirim ama benim de yeteneklerim olabilir! Bir dene, bir bak, gör bu kız nedir ne değildir!

Ama yok abi! Bildiğim tek şey artık bu durumdan kurtulmak için çabalamayacağım, ne olacaksa olsun. “Evde kalacağım” “ben evlenemeyeceğim” diye de şikayet de etmeyeceğim. Bekar mı öleceğim? Tamam, öyle olsun! Hiçbir erkek ciddi ciddi benimle bir şey düşünmeyecek mi? Peki düşünmesinler! Ne halleri varsa görsünler. Ben de o süslü elbiseleri, rahatsız topukluları giymek zorunda olmayacağım! Sürekli fazla kilolarımı dert etmek zorunda kalmayacağım.(Ki onlar şu an başlı başına bir dertte, neyse) Şortumu, spor ayakkabılarımı ve Süpermen tişörtümü giyip aşk romanı okuyacağım! Sonra da kitaptaki erkek karaktere bakarak, “benim asla bir sevgilim olmayacak” diye hayıflanacağım.

İşte tam o hayıflanma anında fantastik, bilim-kurgu reyonuna gidip bir ejderha kitabı alacağım, sonuçta onlar da benim ilgi alanım, bünyeme de iyi geliyor. Sonra tekrar fark edeceğim ki üzerimde erkeksi kıyafetlerle savaş kitabı okuyorum ve saçlarım tepeden sıkı sıkı bağlanmış. Annem diyecek “Kızım ne bu halin git başka bir şey giy, aaaaa!!!” Ben moral bozukluğu ile aynaya bakacağım ve kendi kendime “Napıyorsun Sezgiciğim, güzelim, bebitom, kendine gel!” diyeceğim.


Gene başa dönmüş olacağız. =)