Dün Güzin Abla'ya 14
yaşında birisi yazmış. Yazının başlığı "Hayatımda hep bir şeyler
eksik" Allah allah bunun derdi
neymiş acep dedim, okumaya başladım yazıyı. Orta sona gidiyormuş bu cici kız.
Arkadaşları ile iyi geçiniyormuş ama bir sorun varmış hep. Onu
eleştiriyorlarmış çok, arkasından konuşuyorlarmış, kıskananlar kavga çıkarmak
istiyormuş. Ama cici kız kimsenin ona söz geçirmesine izin vermiyormuş tabii.
Aferin! Öyle olsun hep.
Sınavlar çok yoruyormuş
onu. Eve gidince test çöz, dershaneye gidince test çöz diyorlarmış sürekli.
Test çözmekten okuldaki klasik sınavları yapamaz olmuş :/
"Oyun yaşım değil,
ama 12 yaşındayken de test çözüyordum ben. Arkadaşlarıma bakıyorum hep
geziyorlar eğleniyorlar, tek ben mi böyleyim diyorum. Yıllar geçiyor hayatım
hep aynı, çocukluğumu yaşayamadım, gençliğimi yaşamak istiyorum
istiyorum." demiş tam olarak son paragraflarda.
Tam burada ona yazının
başlığını içeren durumdan bahsetmek zorundayım.
Sen çocukluğunu
yaşayamadın, gençliğini de yaşamayacaksın, hatta büyüyünce de hiçbir şey
değişmeyecek.
Biraz detay geçeyim
neler olacak;
Liseye başlayınca
aslında ortaokulun ne kadar da basit olduğunu anlayacaksın. O kadar çok
zorlanacaksın ki eben şoolacak! Sınavlar daha kol gibi ne yazık ki. 9. sınıfın
sonunda sana zorla bölüm seçtirecekler. Sen edebiyat yapıp tarih ve matematik
yapamazken illa edebiyatla birlikte ikisinden birini seçmek zorunda kalacaksın.
Kimya yaparken fizik yapamama gibi bir hakkın yok. Onu da yapabilmek zorundasın.
Matematikten anlıyorsun ya edebiyat ya da fen bilimlerini yapmak zorundasın...
Seçimden sonraki 3 yılın bunlara gidecek. Lise 2 belki daha rahat olur
dershaneye gitmezsen tabii o da. Sen 3. sınıfta üniversite sınavına
hazırlanmaya başladığında, sen sınava girene kadar devlet 30 kere sınavın
sistemini değiştirecek. Hep yeni bir şeyler öğrenmek, yeni bir şeyler için
çabalamak zorunda kalacaksın. Zaten 3. ve 4. sınıf dersleri yeterince ağır
değilmiş gibi bir de yeni yeni konular saçma sapan şeyler ekleyecekler
müfredata. Annenler seni anlamayacaklar çünkü "bu işlerin" her sene
daha da zorlaştığından haberleri olmayacak. Onlar hala öss'yi kendi
zamanlarındaki gibi kabul edecekler. Halbuki 1996 yılında klonlama yapıldı
hooop bu biyoloji müfredatına eklendi, sen artık bunu da öğreniyorsun ama onlar
hala senin kendileriyle aynı şeyleri öğrendiğini düşünecekler. Her sene her
alanda keşfedilen her şeyi öğrenmek beynine kazımak zorunda kalacaksın. Hem de
hiçbir işine yaramayacak onlar senin... Test çözmeye 12 yaşından itibaren
alıştığın için sevin bence. Çünkü hayatının geri kalanı boyunca test
çözeceksin. Kpss, üds, ales, tus, kpds falan bunların hepsi test. Anlayacağın
sonu yok.... Ve sen bir tarz sınava tam adapte olduğunda hooop sana diğer tarz
sınav yapmaya başlayacaklar. Lise 1 ve 2 de klasik sınava alışmışken 3 ve 4 te
dershane de hep test olacak okulda klasik olacak. Tam teste adapte olmuşken
üniversiteye gireceksin ve sana 4-5 soru soracaklar bir sınavda ve senden onu 2
saate yapmanı bekleyecekler ama sen 5 saat verseler bile yapamayacaksın
muhtemelen. Sürekli ders çalışacaksın sürekli, çünkü üniversite liseden de zor
olacak. Diyeceksin "lise ne kadar kolaymış lan bu ne böyle ebem
şoooldu." İşte sen tam bu üniversite klasik sınavlarına adapte olmuşken,
devlet seni gene bir sürü test sınavına sokacak... Çok zorlanacaksın hem de
çok...... Eğer fark edebilmeyi başarırsan en iyisinin anaokulu olduğunu fark
edersin. Oradan mezun olmayacaktın saf saf... Neyse, kısmet...
Tüm bunlar olurken eğer
şanslıysan "gezersin". Lisedeyken genelde aileleri -özellikle kız-
çocuklarına izin vermezler. Zaten vakit de az, dershaneden kaçamazsın evi falan
arıyorlar. Üniversite de eğer aile barajını atlatabildiysen geziyorsun, ama
dikkat et ipin ucunu kaçırdın mı sınıfta kalıyorsun, böylece 4 senede
bitireceğin okulu 5 senede bitirmeyi göze almak zorunda kalıyorsun. Tabii bu da
iyimser bi bakış açısı, genelde üniversite 4 senede bitmiyor...
Henüz 14 yaşındasın ve
emin ol o arkamdan konuşuyor dediklerin şimdilik sadece kendi aralarında sohbet
ediyorlar. İleride o ibişler ergenliğe tam olarak girdiğinde daha fena
olacaklar. Hepsi bencil manyak sahtekar pisliklere dönüşecekler. Erkekler
kalbini kıracak, ailen seni anlamayacak, öğretmenlerin hep üzerinde baskı
kuracak. Arkadaş dediklerin kendi çıkarları uğruna tüm dünyayı yakıp yıkacak
hale gelecek.
Üniversitede de bir
avuç arkadaşın olacak zaten. Ama başta dediğim gibi, üniversite; liseden de,
ortaokuldan da, boktan püsürden de daha zor olacak. Muhtemelen millet seninle
kavga etmeye, uğraşmaya yanaşmayacak bile. Kendi yoluna bakacak...
Ben de 20 yaşındayım
daha ama Allah'a şükür gözüm erken açıldı. Anladım ki bundan sonrası da çok
farklı değil. İş hayatında, ailenden ayrı eve çıktığında, evlendiğinde falan
rahatlamıyorsun. Gittikçe her şey daha da zorlaşıyor. İş yerinde her gün bir
klasik sınav oluyorsun sanki öyle düşün. Her gün 9-10 saat çalışmak insanda o
kafayı yapıyor çünkü. Eğer rahat bir işin olursa -ki çok zor- haftasonuna veya
akşama eve iş getirmezsin de gezmeye vaktin olur. Ama insanlar büyümüş
oldukları için egoları da kendileri ile birlikte büyümüş olacak. Etrafında
"adam gibi adam" diyebileceğin çok az insan olacak. Diğerleri ile de
ne kadar gezip tozmak istersin bilemeyeceğim... Herhalde istemezsin.
65 yaşında emekli
olduğunda, eğer müthiş bir avantajın yoksa; muhtemelen emeklilik süren boyunca
bel, baş ağrıları, tansiyon, şeker, kalp gibi rahatsızlıklarla uğraşırken, bir
de "para sıkıntısı" çekeceksin. Sağlığınla ilgili yapabileceklerin de
ne yazık ki paran olup olmamasına bağlı. Çünkü zamanında sana yığınla test
yapan o devlet, senin sağlığınla da pek ilgilenmeyecek. 6 ay sonrasına randevu
falan verecek doktorda. Ya işte böyle.
Altına yaptığında
bezini değiştirdikleri zamanın sonundan, senin ölünü tabuta koydukları zamana
kadar geçen süre içerisinde hep bir şeyler eksik olacak ne yazık ki. Merak etme
ölü bedenin camideyken her şey mükemmel olacak herkes orada olacak. Sonra da
rahat rahat uyursun zaten. sabah 7.30'da alarm ötmeyecek.
Kötü haber buydu.
Önceden hazırlıklı ol ki, sonra daha az acıtsın. Hayat çok sıkıcı. Çok da
boktan. Çözümü de yok. Belki başka ülkeye gidersen şartlar daha iyi olur ama
gene de mükemmeli yakalayamazsın. Her yerde bir sorun olacak çünkü. Sen git
matematik çöz de, iyi bir okula gir. Vakit kaybetme en iyisi.